Bir şarapsever isyanı…

Bireysel tüketiciden hemen hiçbir geri dönüş almayan/ alamayan, büyük zincir marketlere girerken kalite değerlendirmesine tabi tutulmayan, düzenleyici/ denetleyici bir otoritesi olmayan şarap sektörümüzde üreticiler at koşturuyor maalesef. Bu şartlar altında kalite öncelikli üretim yapmalarını beklemek fazlaca saf bir yaklaşım olur diye düşünüyorum ( istisnalar olabilir tabi ki) . Satmak için şişelemeniz yeterli. İçindekinin kalitesinin bir önemi yok… Hatta hatalı bile olabilir, hiç sorun değil. İkna gücünüz varsa, çevreniz/ ilişkileriniz güçlüyse, sosyal medyayı iyi kullanıyorsanız ve pazara girmek için kar payından yeteri kadar taviz verebiliyorsanız oldu bitti işte…
Kalite yerlerde sürünüyor… Ve üreticilerin çok da umrunda değil gibi görünüyor. Tüketiciye maksimum kalite sunmak değil maksimum kazanç ön planda. Kalitede zerre artış yok hatta bence düşüyor ama fiyatlar sürekli yukarı doğru güncelleniyor. Ömrünü tüketmiş, okside, redüksiyon hatalı, fermentasyonu devam eden, buşone, hijyen sorunları olan şarap dolu raflar… Hatalı olmayanların ise azımsanmayacak kısmı ya fıçıya boğulmuş, yada konsantrasyon/olgunlaşma sorunları olan dengesiz şaraplar. Ve biz ‘’zavallı’’ tüketicilerin hakkını arayabileceği muhatabı yok. Üreticilerin küstah tavırlarını geçtim, düşünsenize Şarap ülkesi Fransa’ nın zincir marketi Carrefour, hatalı şarap iadesi kabul etmiyor. ‘’Alkol iadesi’’ diye tanımlıyorlar çünkü… Fransa’ da yapabilirler mi bunu? Mümkün değil. Şarabın doğasına aykıri her şeyden önce… Ama onlar da uyanmış demek ki. Türkiye şarap kalitesi bilinci açısından hem üretici hem de tüketici bağlamında kuş uçmaz kervan geçmez bir çöl… Bilinçli şarap severler içinse cehennem…
Alın size dün aldığım başka bir şarap… Mis gibi karbondioksit* kokuyor

*CO2 aslında kokusuz bir gaz. Kokudan kastettiğim nahoş taze şarap kokusu ( redüktif aromalar, şıra, maya)

Bir yanıt yazın