Yıllanmış şarap tatmak… La Lagune 1982…

Geçen haftanın heyecan verici süprizi çok yakın bir doktor arkadaşıma hastasından gelen hediyeydi. Böylesine komplike bir hediyeyi benimle paylaşma bonkörlüğü karşısında kendimi mahçup hissetsem de, tatmak için akşamı zor ettim…

1982,  Bordo’ nun efsane rekoltelerinden biri, hatta Robert Parker’ in bir dünya starı olmasının da tetikleyici sansasyonel yılı… Neredeyse tüm otörler tarafından, göreceli olarak sıcak bir yıl olarak değerlendirildiği için, uzun dönem yıllanmaya pek uygun olmayan şaraplar olarak ilan edilen 1982′ yi, Parker ısrarla savunuyordu ve erken dönem değerlendirmeler  O’ nu haklı çıkardıkça şöhreti aldı başını gitti…

 La Lagune, Haut-Medoc apelasyonuna ait bir Şato olmasına rağmen, coğrafi olarak hemen Margaux apelasyonu  sınırlarında uzandığı için stil olarak da Margaux şaraplarına benzeyen şaraplar ürettiği ileri sürülen bir üretici… Etiketin oldukça yıpranmış halde olduğunu görünce, saklanma koşulları hakkında endişelensem de şarabın şişedeki seviyesi umudumu korumama neden oldu. Bu şarap neredeyse 40 yaşındaydı ve Fransızca ‘ullage’ denen mantarın alt seviyesi ile şarabın üst seviyesi arasındaki boşluk tatminkar bir seviyedeydi.

Şarap şişelerinde bu ‘ullage’  denen boşluğun hacmi ile şarabın saklanma koşulları hakkında oldukça değerli bilgiler elde edebilirsiniz. Şarapların optimal saklanma koşulları dışında gerçekleşen  yüksek ısı, düşük nem vb. uygunsuzluklarda, mantar yoluyla buharlaşan şarap miktarı artar ve ‘ullage’ genişler. Beklenenden daha çok havaya maruz kalan şarap, daha hızlı yaşlanır ve bozuşmaya karşı da direncini kaybeder. Bordo tipi omuzlu şişelerde boyun ve omuz olarak isimlendirilen anatomik kısımlara göre değerlendirme yapılırken, Burgonya tipi şişelerde omuz kısmı olmadığı için seviye, cm olarak ölçülerek yapılır. Bordo tipi şişeler için konuşursak, ilk 10 yılda seviyenin orta boyun civarında olması beklenir. 25 yıl için alt boyun seviyesi ideal, yüksek omuz seviyesi fena değilken, 40 yaş için bu seviyeler mükemmeldir. Orta omuz seviyeleri şüphe uyandırmalı, alt omuz seviyesinden ise mutlaka uzak durmalı…

Gelelim şaraba. Kapşonu kestikten sonra ortaya çıkan mantarın üzerinin siyaha çalan nemli tortusunun küfsü bir kokusu vardı. Bir an yoksa buşone mi diye aklımdan geçirsem de bunun mantardan değil normal ortam florasından olabileceğini düşünerek tırbişonu, mantar sanki bir tereyağ kalıbının üzerinde duruyormuşcasına ve içine batırmamak için hemen hiç itmeden sadece kendi ağırlığı ile döndürerek ilerletmeye başladım. Ancak resimde de gördüğünüz gibi mantar o kadar frajil hale gelmişti ki, parçalanmadan çıkarmak mümkün olmadı. Düşen birkaç mantar kırıntısını ayırmak için Şarabı süzerek karafa alıp, bekletmeden servis ettik. Bunun gibi ömrünün sınırlarındaki şarapları havalandırma amacı ile dekante etmek, zaten yorgun ve kırılgan seviyede olan meyve yapısını iyice çökertebileceği için önerilmez. Renk sizin de gördüğünüz gibi oldukça iyiydi. Kenarları tuğla rengine dönse de merkezdeki yakutumsu renk ve rengin yoğunluğu umut vaad ediyordu. Burunda orman tabanı, deri, sahaf hatta hafifçe ahır gibi bukeler kuru siyah meyvelerin önünde sahne almışlardı. Ancak sahne derken hafifçe tozlu bir sahne düşünün. Bu tozlumsuluk ve sahaf kokularının öne çıkması şarabın yüzünün artık toprağa baktığının işaretleri benim için. Burnundaki cenaze marşı notaları yanında damağın durumu göreceli olarak bir ‘allegro’ kıvamında sayılabilirdi bizim için. Orta gövdeli, bir peluş yumuşaklığında damağı okşayan doku, yüksek asiditenin gerisinde kalsa da  hala saygı duyulacak seviyede meyveye ve dolayısıyla tatlımsılığa sahipti. Damakta profile eklenen tütün ve beyaz biber kompleksiteye bir miktar daha katkıda bulunurken, yılların örselediği tanenler orta uzunlukta bitişe eşlik ediyordu. Meyve çekilmekte olduğu için tanenler biraz çıplak kalmış, şarabın boyu da kısalmıştı…

Bir şarap kritiğinin 2020 yılında tadıp yazmış olduğu 1982 La Lagune tadım notunu okuduğumda, bizim şişenin malesef çok daha zorlu bir yaşam sürdüğüne ikna oldum. ”The 1982 vintage of La Lagune remains the very finest year I have ever tasted from this consistently outstanding property. Today the wine is drinking at its apogee, but still has decades and decades of life ahead of it, with the superb bouquet offering up scents of black cherries, cassis, French roast, cigar ash, some gently roasted fruit elements, dark soil and a touch of toasty new oak. On the palate the wine is deep, full-bodied, complex and absolutely velvety on the attack, with a sappy core, lovely focus and grip and a long, meltingly tannic and opulent finish”

This Post Has 4 Comments

  1. Faik Çelik

    Hem bilgilendim, hem şarap tadım notu nasıl yazılır, yoruma nasıl derinlik kazandırılır görmüş oldum. Elinize sağlık…

    1. wine-surgeon

      Çok teşekkür ederim ❤

  2. Emre Destegül

    Her yazıda yeni birşeyler öğreniyorum. “Ullage” ve şarap hakkında söyledikleri harika bilgiler, çok teşekkür ederim.

    1. wine-surgeon

      Teşekkürler

Bir yanıt yazın