Asırlık asmalardan Dünya mirası bir üzüm; Caino Tinto

Bu son derece sade, gösterişsiz etiket karşıdan bakıldığında çok bir şey ifade etmese de içindeki şarap emekle, gelenekle ve tutkuyla yazılmış bir hikaye barındırıyor. İspanya’ nın kuzeyinde Galiçya kıyılarına hükmeden soğuk ve yağmurlu iklimde yaşayan yerel halkın kendi bahçelerindeki bağlardan şarap yapmaları yüzyıllardır süren bir gelenek zaten. İspanya iç savaşı ardından 2. Dünya savaşı ve sonrasında ekonomik nedenlerle iş bulmak için büyük şehirlere göçen erkek nüfusu yüzünden bağlara bakmak ve şarap yapmak  ailenin kadınlarına kalmış doğal olarak. Genoveva da bu kadınlardan biri. Bunu sadece aile geleneği olduğu için değil aynı zamanda da büyük bir tutkuyla üstleniyor Genoveva. Genoveva’ nın kızı Lola da annesinden devraldığı tutku ve geleneklere sıkı sıkıya bağlı kalarak bugünlere taşıyor bu bağı. Günümüzde 90’ lı yaşlarında olan Lola ile aynı yaşta olan bir çok asmanın yanı sıra, bazı asmaların çok daha yaşlı, yaklaşık 200 yaşında olduğunu düşünülüyor. Bu yaşlı beyaz Albarino ve kırmızı Caino Tinto asmaları bölgede geleneksel ve  yaygın olan pergola sistemi ile terbiye edilmiş. Atlantik kıyılarındaki bu bölgenin çok yağış alması bazı mantar hastalıklarını ( Külleme, gri küf vb.) da beraberinde getirdiği için pergola sisteminde yerden yüksekte terbiye edilen kanopi ( yapraklar,dallar, üzümlerden oluşan yüzey) hava sirkülasyonunu arttırarak hastalıklara karşı koruma sağlıyor. Son yıllarda bağcılıkta tekrar pergola sistemine dönüş sinyalleri görülüyor. Küresel iklim değişimiyle ortaya çıkan bazı bağcılık tehditlerini indirgemek için pergola sisteminin çözüm olacağını düşünenler var. Artan sıcaklıklar, daha yakıcı güneş ışınlarına maruz kalan üzümlerdeki erken olgunlaşma, güneş yanıkları gibi sorunları pergola sisteminin doğal bir gölgelik gibi çalışan kanopisi ile önlemek amaç. Daha uzun olgunlaşma süresi, daha dengeli asit şeker oranı, daha düşük alkol ve hatta daha az ve daha zarif tanenler ( Yakıcı güneş ışınlarından pergola sistemi ile korunan üzümlerin daha kalın kabuk geliştirmesi engellenmiş oluyor.)

Biraz teknik bilgiden sonra tekrar şarabımızın hikayesine dönelim… Rodrigo Mendez,  Rias Baixas bölgesinde Forjas del Salnes şaraphanesinin sahibi, meraklı, bilgili genç bir adam. Eski üzüm çeşitlerini yeniden canladırmaya  ve gelenekleri yaşatmaya kendini adamış ve aynı zamanda bazı projelerde de meşhur Raul Perez ile birlikte çalışmakta. Bir arkadaşı vasıtasıyla bu bağdan haberdar oluyor. Bu sırada Lola iki kızının bağcılığı ve şarap yapımını sürdürmek istememesi nedeniyle kendi çabalarıyla bağcılık ve şarap yapmaya devam ediyor. Ancak yaşı oldukça ilerlemiş , bağla eskisi gibi ilgilenemiyor ve yaptığı ev şarabını satarak geçimini sağlıyor. Aile yadigarı bu asırlık bağı satmayı da gururuna yediremiyor bir yandan. Rodrigo Mendez uzamış otlarla kaplanmaya başlamış bu bağı görür görmez çok etkileniyor. Lola’ nın ikram ettiği mahsendeki eski  şarapların yıllanma potansiyellerine hayran kalıyor. Ve ne yapıp edip Lola’ yı beraberce şarap yapmaya ikna ediyor. İşte resimdeki şarap bu bağdan gelen bir şarap. Üzüm Caino Tinto… Zor bir üzüm. Yüksek asitli ve kalın kabuklu olduğu için de tannik.Hastalıklara karşı hassas ve bu yüzden çiftçiler tarafından tercih edilmediği için yok olmaya yüz tutmuş. Portekiz’ in  Vinho Verde şarap bölgesinin onaylı üzümlerinden Borraçal  ile aynı üzüm aslında. Kırmızı meyve ve floral profili ile hoş kokulu şaraplar veriyor. Yüksek asidite ile de tazeliği bol… Bu şarabı üretirken özellikle yaşlı asmaların üzümleri seçilmiş ve kendi üzerindeki doğal mayaları ile üstü açık açık olarak ısı kontrolü olmadan fermente edilmiş. Tüm salkım kullanılmış.

Gelelim benim tadım notlarıma… Renk Pinot noir gibi transparan ve yakut renkli. Burunda tüm salkım fermentasyonunun kattığı nefis bir taze çekilmiş karabiber kokusu karşılıyor önce. Hemen arkasından karabiber aromalarını ezilmeden dengeleyen, nefasetinin doruğunda çilek, kiraz gibi kırmızı meyveler geliyor. Daha geride ama aynı zamanda kompleksite katacak kadar da belirgin taze tütün yaprağı ve orman tabanı andıran yosunlu bir topraksılık alınıyor. Tüm aromaların temizliği ve netliği hayran bırakıyor insanı. Damakta orta gövdeli ve sek. Çok bol bir tazelikle ağız sulandırıcı bir meyve lezzetine sahip. Uzun bitişinde Genoveva ve Lola’ nın nasırlı ellerinden gelmiş gibi duran, damakta tutunan kumlu yapıdaki tanenleriyle tam bir özgün karakter sunan, mükemmel bir şarap. Paha biçilmez bu mirası yaşatan ellere hürmetle…

Puan:95

İdeal içim aralığı: 2023-2033

Bir yanıt yazın